Bizden İstenen Tevhid
Bizden istenen Tevhid İlmi itikadi ve ilmi suluki tevhittir. Bir başka deyişle birbirinden ayrılmayan iki tevhittir. Allah'ı tanımada, varlığını kabulde, inançta tevhid, istekte, hedef te, iradede tevhid.
Amel ve itikat yönünden yüce Allah'ın birliğini kabul etmeyen hiç kimsenin, imanı kabul edilmez. Kabul edilen iman: kişinin Allah'ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde tek olduğuna, eşi ve benzeri olmadığına babası ve çocuğu bulunmadığına imandır.
İlmi ve suliki tevhid, kulluk ve itaati yalnızca Allah'a, zilleti ise kendine has kılmaktır. Bununla da kalmayıp sadece ona tevekkül etmek, yalnızca ondan korkmak ve ondan ummaktır.
Birinci anlamdaki tevhid ihlas süresinin tamamında, Ali İmran, Taha, Elif lam mim, Secde, Hadid surelerinin evvelinde, Haşr suresinin sonunda... açıkça belirtilmiştir.
İkinci anlamdaki Tevhid ise Kafirun ve Enam surelerinde, Araf, Yunus, Zumer surelerinin baş ve son taraflarında, hatta Kur'an'ın büyük bir kısmında zikredilmiştir.
Büyük Alim İbni Kayyum'a göre "Her sure bu iki tevhidi içermektedir."
Eski ve yeni pek çok Musannif birinci tevhide TEVHİDİ RUBUBİYET ikinci tevhide TEVHİDİ ULUHİYET demişlerdir.