4- Haccetmek

Dinen zengin sayılan ve sıhhatli olanlara Allah'ın farz kıldığı bir ibadettir. Dünyanın muhtelif yerlerinde yaşayan Müslümanların birbiriyle tanışmalarına ve kaynaşmalarına vesile olur.

Hacc, temelde kişinin Allah'a doğru yönelmesidir. İnsanoğlunun yaratılış felsefesinin sembolik bir göstergesidir. Biraz daha açıklanacak olursa, Hacc ibadeti pek çok şeylerin aynı anda gösterilmesidir. Bu yaradılış göstergesi bir tarih göstergesi, bir birlik göstergesi ve bir ümmet gösterişi olarak bu temel ibadetle kendini gösterir.

Hac ibadeti ile Kâ'be'yi ziyaret etmenin derin bir anlamı vardır. Peygamberimiz (s.a.v.)'in dedesi tarihin en eski ve en mükemmel insanı İbrahim (a.s.), Kâ'be tavaf edilirken tıpkı canlandırılır.

Hazreti İbrahim yeryüzündeki bütün putları reddederek yalnızca Allah'ı sevdi ve O'na itaat etti. Kendi elleriyle Kâ'be'yi yaptı. Bu yapı o günden bugüne ve kıyamete kadar yeryüzünde Allah'ın evidir. Kimi insanların hemen aklına şu soru geliyor. Acaba o Kabe'nin içerisinde ne vardır?

Evet madde gözüyle baktığımız zaman orda hiç bir şey göremeyiz. Ama dinimiz bizi mana itibarıyla da ele aldığı için biz o Kâ'be'ye mâna itibarıyla bakacağız.

Kâ'be'nin herhangi bir yönü yoksa da ibadetlerimizle Kâ'be'ye dönmekle yönümüzü seçiyor ve Allah'a dönüyoruz demektir.

Kuran-ı Kerim'de Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Doğu da Allah’ındır, batı da, onun için nereye döner yönelirseniz Allah’ın yüzü oradadır. (Bakara: 2/115)

Kâ'be'nin dışında ibadet ederken O'na dönmek gerekir.

Kâ'be'nin batısına doğru, Kabe'ye bakan yarım daire şeklinde bir duvar vardır, adına "Hicr-i İsmail" denilir. Hicr, bir eteğin simgesidir. Yarım ay şeklindeki bu duvar bir eteği andırır.

Hacer'in evi İsmail (a.s.)'ın doğduğu yerdir. (Hz. Hacer, Hz. İbrahim’in eşidir. Habeşistan kökenlidir.) Hacer'in evi diyebileceğimiz mezarı oradadır. Mezar, Kabe'nin 3. sütununun yanındadır. Hiç kimsenin, peygamberlerin dahi camiye gömülmeleri düşünülmezken, siyah (Habeşli) bir kadının Allah'ın eviyle yanyana olması ne kadar düşündürücüdür. İsmail (a.s.)'in annesi Hacer orada gömülüdür. Kâ'be O'nun mezarına doğru uzanır. Duvarla Kâ'be arasında dar bir geçit vardır. Kâ'be'yi tavaf ederken, Allah (c.c.)'ın, duvarı da Kâ'be'den sayarak O'nun dışından dönmemizi emrederek bunun aksini kabul etmez.

Tevhid'e inanıp Allah'ın Hacc emrinin çağrısını kabul edenler, Kâ'be'yi tavaf ederken Hacer'in medfun olduğu bu eteği de Kâ'be'den sayıp öylece tavaf etmeleri gerektiğinden büyük bir ibret almaları gerekir.

O etekte:

Bütün insanlığın arasından bir kadın,

Bütün kadınların arasından bir cariye ve

Bütün cariyeler arasından siyahi bir hizmetçi o makamda bulunur.

Safa ile Merve arasında yapılan sa'yin de yine Hacer'e yad olsun diye yapmanın elbette büyük bir anlamı vardır.

Müslüman, haccını bu şuurda yapacak veya hacca bu şuurla bakacak,

İslam dininde kadın ikinci sınıf insandır diyenler için bu, en mükemmel cevaptır.