SULARIN ÇEŞİTLERİ

Kendileri ile temizlik yapılabilen sular yedi çeşittir. Bu sularla her çeşit temizlik yapmak caizdir. Bunlar:

1-Yağmur suyu, 2- Deniz suyu, 3- Nehir suyu, 4- Kuyu suyu, 5- Çeşme suyu, 6- Kar suyu, 7- Dolu suyu.

Temizlik genel olarak su ile yapıldığından yukarıda ifade edildiği gibi yedi çeşit su esas olarak kabul edilmektedir.

Ayrıca temizlik hemen hemen her ibadet için şart olduğundan dolayı ilmihal ve ibadet konularında en başta zikredilmektedir.

Gökten inen ve yerden fışkıran bütün sular temizdirler. Bu suların temizliğini asıl kılan en büyük delil olan Kur'an-ı Kerim'in şu ayeti kerimesidir:

"... ve gökten üzerinize su indiriyoruz ki, bununla sizi temizlesin" (Enfal: 8/ 11)

Ebu Hureyre Peygamberimiz (s.a.v.)'den bir hadisi şerifi şöyle rivayet etmektedir.

Bir adam Allah Resulü’nün yanına geldi ve:

- Biz gemiye bineriz ve az bir suyu kendimizle taşıyoruz, eğer onunla abdest alsak susuz kalırız. Acaba deniz suyuyla abdest alabilir miyiz?

Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):

"Denizin suyu temiz, ölüsü de helaldir." buyurdu. (Tirmizi, 69.)

Sonra bu sular niteliğine göre dört kısma ayrılırlar. Bunlar da ;

1. Temiz ve temizleyici olup kullanılması mekruh olmayan su: Bu mutlak olan sudur.

2. Temiz ve temizleyici olup kullanılması mekruh olan su: Güneş karşısında bekletilmiş sudur .

3. Temiz olup temizleyici olmayan su: Abdest, gusül ve necasetin giderilmesinde kullanılmış sudur.

4. Necis su: Kulleteynden (Hacim bakımından eni, boyu ve derinliği 60'ar cm. olan havuz. Günümüz ölçülerine göre takriben 192-210 lt. dir.) az olup içine necis türünden herhangi bir şeyin karışmış olduğu sudur. (Kulleteyn miktarı veya kulleteyn fazlası olup içerisine necis türünden herhangi bir şeyin girmesiyle rengi, kokusu veya tadı gibi suyun üç özelliğinden herhangi birinin değiştiği su da necistir.) Kulleteyn, yaklaşık beş yüz Bağdat litresidir.

Gökyüzünden inen ya da yeryüzünden fışkıran sular daha sonra dört kısma ayrılır.

1- Mutlak su. Allah'ın yaratmış olduğu sıfatlar üzerindeki sudur. Bu suya herhangi bir şeyin karışmamış olması şartı ile uzun süre herhangi bir yerde kalmasıyla rengi yosunlaşmış olsa da 'mutlak' özelliğini kaybetmez. Bu su içilir, abdest alınır, abdest ve gusül ile her çeşit temizlik işlerinde kullanılır.

2- Hem temiz ve hem de temizleyici olup kullanılması mekruh olan su. Bu su güneşin etkisiyle ısınmış olan sudur.

Bunun mekruh olması şu sebeplerdendir:

a) Çok sıcak memleketlerde bulunması.

b) Demir ve bakır gibi madeni bir kapta ısınması.

c) Ölü de olsa insan bedeninde kullanılması. Alaca hastalığına maruz kalan at veya buna benzer hayvanların bedeninde kullanılması da mek-ruhtur. Çünkü ciddi bir şekilde baras gibi hastalığa yol açmaktadır.

İmam Şafii (r.a.)'ın naklettiğine göre Hazreti Ömer güneş karşısında ısınmış su ile yıkanmayı tıbbi yönden zararlı olduğu için mekruh sayardı. Çünkü güneşin hararetiyle küçücük zerrecikler kopup su yüzüne çıkar. Bu zerrecikler su yüzüne çıkınca vücuda dokunduğu esnada zararlı olan baras hastalığına yol açar.

3- Temiz olduğu halde temizleyici olmayan su: Bu çeşit su abdest, gusül veya necasetin giderilmesinde kullanılmaz. Fakat içmek ve yemek gibi işlerde kullanılır. Bu sular da iki kısımdır:

a) Abdest ve guslün farzında kullanılmış ve kulleteyn miktarından az olan su. Abdest ve guslün farzından maksat, yıkanması farz olan abdest organlarının veya gusülde tüm vücudun birinci defa yıkanışında kullanılan sudur. Farz yıkanış bir olduğu için ikinci ve üçüncü yıkanışta kullanılmış olan su başka bir kaba akıtılmışsa kullanılmış su olmaz. Yani bu durumdaki bir su temizleyici özelliğini kaybetmez.

b) Kendisine temiz bir madde karıştırılmış olan su. Bu karışım maddesi temiz olmakla birlikte suyun mutlak adını kaybettiği için suyun rengini değiştirir. Bu nedenle çay ve un gibi temiz bir şey suya karışmışsa bu su ile temizlik yapılamaz.

4- Temiz olmayan su. Bu su da içine necis veya pislik düşen sudur ki bu su da iki kısımdır:

a) Az su: Kulleteyn olarak bilinen 210 litreye ulaşmayan su. Bu miktardaki suya necis düşerse, rengi, kokusu ve tadı değişmese dahi o su necistir.

b) Çok su: Yukarıda verdiğimiz ölçü miktarından fazla olan su. Böyle bir su içine necis düşerse hemen su pislenmez. Ancak suyun üç özelliği olan renk, tat veya kokudan biri değişirse o zaman o su necis olur. Bunun delili de İbni Munzir'in şu rivayetidir: "Suyun içine az veya çok necaset düşüp te, tadından, kokusundan veya renginden birini bozarsa bu durumdaki suyun necis olmasında alimler icma etmiştir. (İman Nevevi. El Mecmu' 1/160.)