Guslü Gerektiren Haller

Guslü gerektiren haller altıdır. Bunlardan üçü hem kadın hem erkekler için müşterektir. Bunlar:

Cinsel birleşme, meninin gelmesi ve ölüm. Üçü de sadece kadınlara aittir. Bunlar da: Hayız, nifas ve doğumdur.

Gusül, lugatta bir şeyin üzerine .suyun dökülmesi demektir.

Guslün şer'i manası ise belirli bir niyetle bütün bedeni suyla yıkamaktır. Gusül, şu ayet-i kerimelerle meşru kılınmıştır:

"Eğer cünüp iseniz temizlenin." (Maide: 5/6)

"Ey Muhammed! Sana kadınların ay başı hali hakkında sorarlar; de ki, o bir ezadır. Aybaşı halinde iken kadınlardan el çekin, temizlenmelerine kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman, Allah'ın size emrettiği yoldan yaklaşın. Allah şüphesiz daima tevbe edenleri ve temizlenenleri sever." (Bakara: 2/222)

Kadın Ve Erkek İçin Müşterek Görülen Haller

Hem kadın hem de erkekler için müşterek görülen üç şey şunlardır:

1- Cinsel yaklaşma halinde meni gelmese dahi erkeğin sünnet mahallinin veya o kadar kısmın dahil olması, gusletmek gerekir.

Delili. Peygamberimiz (s.a.v.)'in şu hadis-i şerifidir: "İki sünnet yeri birleştiğinde gusül vacip olur." (Buhari, 278, Müslim 313)

2- Meninin lezzetli veya lezzetsiz olarak herhangi bir durumda çıkması.

Meni üç özelliği ile bilinir:

a) atılarak çıkması, lezzet hasıl olması.

b) Kendisine mahsus bir kokusu olması. Bu koku, hamur veya yaş hurmanın tomurcuğu veya kurumuş yumurtanın beyazının kokusunu andırır.

Eğer kişi bir şeyde meni mi yoksa mezi mi diye şüpheye düşerse muhayyerdir. İsterse meni diye hükmeder ve yıkanır, isterse mezi diye hükmeder, sadece onu yıkar ve abdest alır. Eğer elbisesinde kurumuş bir meni görürse gusletmesi gerekir. O elbisesinde meni vaki oluşu ile onun için kanaat hasıl ettiği zamandan itibaren kıldığı namazları kaza eder. (İânetut'Talıbin, 1/68)

Uykuda veya uyanık halde olsun, kadın ve erkekten meninin çıkması guslü gerektirir. Bütün fakihlerin görüşü budur. Çünkü Ebu Said'in rivayet ettiği hadise göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurur:

"Gusül etmek sudan gerekir (meninin çıkmasından gerekir)." (Müslim, 243; Ebu Davud, 217)

Ümmü Seleme şöyle rivayet eder: Ümmü Süleym peygamberin yanına geldi ve : 'Ya Resulallah Allah Teala hakkı söylemekten çekinmez. Kadın ihtilam olduğu zaman gusl etmesi gerekir mi?' diye sordu."

Resulullah (s.a.v.): "Evet su (meni) gelirse gerekir" (Buhari, 278, Müslim, 313) buyurdu.

Burada çok kere meydana gelen bazı durumlar vardır.

Açıklanması gerektiği için bunları biraz açıklayalım:

a- Meni şehvetsiz olarak, hastalık veya soğukluk sebebiyle çıkarsa gusül gerekmez. Hz. Ali (r.a.) rivayet ettiği hadis-i şerife göre Resulullah (s.a.v.) kendisine şöyle buyurdu:

"...meni şiddetle çıktığı zaman yıkan." (Ebu Davud, Taharet b. 203)

b- İhtilam olunduğu zaman meni gelmezse, gusül gerekmez. Bu konuda Ümmü Seleme hadisinde Resulullah (s.a.v.)'e;

-Kadın ihtilam olduğu zaman gusül gerekir mi? sorusuna;

"Evet, meni gelirse gerekir." demiştir.

c- Uykudan uyandığı zaman, bir yaşlık görüp ihtilam olduğunu hatırlamaz ama kesin olarak meni olduğunu anlarsa gusletmesi gerekir.

d- Şehvet anında meninin geldiğini hisseder, zekerini tutarak meninin gelmesini engellerse, gusletmesi gerekmez. Çünkü Resulullah (s.a.v.) gusletmeyi meninin görülmesi şartına bağlamıştır.

e- Elbisesinde meni görüp ne zaman çıktığını bilmezse bu durumda namaz kılmışsa son uykudan itibaren kalktığı namazlarını iade etmesi lazım gelir.

3- Ölüm.

Bir Müslümanın ölmesi durumu. Ölümünden dolayı ölen Müslümanı yıkamak gerekir. Ümmü Atiyye şöyle rivayet eder: 'Hz. peygamberin kızını yıkamakla meşgul olurken: "Kızımı su ve sidr ile üç kere yıkayın." ( Müslim, 939) buyurdu.

Kâfir, İslam'a girdiğinde de gusletmesi gerekir.

Kâfir, Müslüman olduğu zaman yıkanması gerekir. Burda, kafirin daha önce cünüp olma ihtimali varsa gusleder. Öyle bir durumun olmadığı kesinlikle biliniyorsa o zaman gusletmesi sünnettir.

Bulûğ çağına gelen kimseden 4 çeşit su gelir:

Bunlar; idrar, meni, mezi ve vedidir.

İdrar, sidiktir.

Meni, yukarıda gerektiği şekilde açıklandı.

Mezi, kadınla oynamak veya şehvetle dokunmak gibi hallerde erkeğin tenasül uzvundan çıkan yapışkan, renksiz sudur.

Vedi ise, genelde küçük abdest bozulduktan sonra çıkan beyazımsı bir sudur.

Sadece Kadınlara Ait Olan Haller

Sadece kadınlara ait olan üçü de şunlardır:

1- Hayız (aybaşı hali, adet görmek): Hayız kanı kesilince gusül etmek gerekir. Hz. Aişe'den şöyle rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber Fatıma binti Ebu Hubeyş'e: "Hayız görmeye başladığında namazı bırak. Hayız kesildikten sonra yıkan ve namazını kıl." (Buhari, 313) buyurdu.

2- Nifas (lohusalık hali): Nifastan kesilen kadının gusletmesi gerekir.

3- Çocuk doğurmak: Kan gelmese veya devam etmese dahi, kadının yine de gusletmesi gerekir. Bunları biraz açıklayalım:

Hayız (Aybaşı Hali, Adet Kanı):

Hayız, Belirli vekillerde kadının tenasül uzvundan gelen tabii bir kandır. Kız çocuklar en az dokuz yaşında baliğa olup hayız olmaya yani adet görmeye başlarlar.

Hayız yaşının sonu yoktur. Kadın hayat kaydı üzere oldukça hayız olması mümkündür. Fakat hayızdan kesilme yaşı ekseriya 62 yaşından sonradır. (Kitabul Fıkh Ala Mezalubıl Erbaa, 1/127)

Hayızın en az müddeti kesilmemek üzere bir gün bir gecedir. En fazla hayız müddeti arada kesilse dahi geceleri ile birlikle on beş gündür.

Kadınların genel olarak hayız süresi 6-7 gündür. Tabi bu rakam kimi kadınlar için az veya çok olabilir. Azı bir günün altına düşmese çoğu da 15 günü geçmese bu kanama süresinde kadın hayızlıdır.

İki hayız arasındaki temizlik müddeti en az 15 gündür. Temizlik süresinin çoğu için bir had yoktur. Ne kadar fazla olsa olabilir.

Nifas (Lohusalık Hali):

Çocuk doğurduktan sonra boşalan rahimden akan kandır. Bu kanın en az müddeti bir an, en çok müddeti 60 gündür. Ekseriya görülen müddet 40 gündür. Hamileliğin en az müddeti 6 ay, ekseriya olan müddeti 9 aydır.

Çocuk Doğurmak:

Kan gelmese dahi kadının doğum yapmasıyla gusletmesi gerekir. Genelde doğum yapan kadından doğumdan sonra bir süre kan gelir. İşte bu kanın kesilmesiyle (yukarıda Nifas bahsinde geçti) gusletmesi gerektiği gibi, doğumdan hemen sonra kan gelmese de gusletmek gerekir.

İstihaza:

Yukarıda tarif edilen hayız ve nifas kanının özelliklerini taşımayıp daha değişik durumlarda gelen kandır. Böyle bir durumda olan kadın abdestini alır her türlü ibadetini yapar helallisine yaklaşabilir. (İânetut-Talıbin, 1/71) Çünkü bu adet hali değil özür halidir.