İslam’da Namazın Önemi

İslam'da namazın, diğer ibadetlerde hiç bulunmayan bir yeri vardır. Zira O, dinin direğidir. O, olmayınca din ayakta durmaz.

Rasulullah (s.a.v.), namazla ilgili "Dinimizin özüdür" şeklinde önemle çok defa hadis-i şeriflerinde namaz konusunda bizi uyarmıştır.

Bu uyanlardan bazıları şunlardır:

"İşin başı İslam, İslam'ın direği namaz, en zirvesi ise Allah yolunda cihaddır."

"İslam'da namaz, bir baş gibidir. Namazı olmayanın dini yoktur."

"Kıyamet günü kulun ilk hesaba çekileceği şey onun namazıdır. Namazı iyi ise diğer amelleri de iyi olur. Namazı bozuk ise diğer amelleri de bozuk olur." (Taberani)

Enes'ten rivayet edilmiştir: Namaz, Peygamber (s.a.v.)'e Miraç Gecesi'nde elli vakit olarak farz kılındı. Sonra beş vakte indirildi ve Yüce Allah kendisine:

"Ya Muhammed! Benim katımda söz değiştirilmez. Onun için bu beş vakte elli vakit sevabı yazılır." (Buhari, 345; Tirmizi, 213) buyurdu.

Rasulullah (s.a.v.)'in Dünya'dan ayrılıp irtihal edeceği zaman son olarak ümmetine vasiyet ettiği şey namazdır. Son nefesinde iken şöyle buyurdu:

"Namaz! Namaz! Bir de emriniz altındaki köleler. Dinden en son kaybolacak ibadet namazdır. Namaz zayi oldu mu bütün din zayi olmuş demektir."

Kur'an-ı Kerim'de Yüce Allah namazla ilgili şöyle buyuruyor: "(Resulüm) sana vahyedilen Kitab'ı (Kur'anı) oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve kötülüklerden alıkoyan Allah'ı anmanın (ibadetlerin) en büyüğüdür." (Ankebut: 29/45)

Cabir bin Abdullah (r.a.)'dan rivayet olunduğuna göre Peygamberimiz (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işittim, diyor:

"Sizden biriniz kapısı önünden bir nehir akar da ondan günde beş defa yıkanırsa, o kimsede kirden bir şey kalır mı? İşte beş vakit namaz kılan kimse de bunun gibidir. Allah bu namazlarla onun hatalarını giderir. (Müslim, 668)

Namazın hiç bir şekilde terki uygun görülmemektedir. Yolculukta, korku halinde, hastalıkta... vb. gibi her durumda kılınması gerekir.

Kul hakkı hariç diğer günahlar için tevde edilmesi kaydıyla affolunma ümidi vardır. Ama namaz için affolunma diye bir durum sözkonusu değildir.

Kişi hasta olduğu zaman ayakta duramıyorsa oturarak, oturarak da kılamıyorsa uzanarak, daha ağır bir vaziyette ise o hali ile Allah'ı anarak bu ilahi görevi eda etmesi gerekir.