İ'tikaf

İ'tikaf müstehab sünnettir. İki şartı vardır: Niyet etmek ve camide durmak. Nezredilen itikafdan çıkılmaz. Ancak tabii ihtiyaçlar ve camide du-ramayacağı bir özür, hayız veya bir hastalık için çıkabilir. Cinsi münasebetle i'tikaf batıl olur.

İ'tikaf sünneti müekkededir. İ'tikaftan maksat ise, Allah'a yaklaşmak niyetiyle camide bir süre durmaktır. İtikafta iken mazeretler oluşursa, bu mazeretler giderilip bittikten sonra i'tikafa kaldığı yerden devam edilir.

Orada duramayacak şekilde hastalanmışsa i'tikaftan çıkılabilir.

Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de, "Mescidde i'tikafta iken hanımlarınıza yaklaşmayın." (Bakara:2/187) buyurmuştur.

Peygamberimiz (s.a.v.) her Ramazan ayının son on gününde i'tikafa girerlerdi. Vefat edeceği sene yirmi gün i'tikafa girmişti. (Buhari, 1922; Müslim, 1171)

İ'tikafın şartları iki tanedir:

1- Niyet. Kalben niyet edilmelidir veya “itikafa niyet ettim” demesi de yeterlidir.

2- Mescidde durmak. İ'tikafa evlerde, namazgahlarda ve tekkelerde girilmez. Kısa bir sükun i'tikaf sayılmaz. Biraz durmak lazımdır.

İ'tikafa giren kimsenin Müslüman ve akıllı olup hayız, nifas ve cünüp gibi özürlerde olmaması gerekir. Nezredilen i'tikafın yerine getirilmesi vacip olur. Bir gün Hz. Ömer (r.a.): 'Ya Resulallah, ben Mescid-i Haram'da bir gece i'tikaf etmeyi adadım.' dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.): “Öyle ise adağını yerine getir” buyurdular.

İ'tikafın şartları: Müslüman ve mümeyyiz olup, cünüplükten, hayız ve nifastan temiz olmaktır.