İhramda İken İşlenen Suçlardan Dolayı Vacip Olan Kanlar
İhramda iken işlediği suçlardan dolayı vacip olan kanlar şunlardır:
1- Vaciplerden birini terketmekle kesilen kurban. Bunlar sırasıyla şunlardır:
Önce bir koyun keser, koyun alamayanlar on gün oruç tutar, bunun 3 gününü bayramdan evvel Zilhicce'nin 6,7 ve 8. günlerinde, diğer 7 günü de memlekete döneceği zaman tutar.
Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Kim hac zamanına kadar umre ile faydalanmak isterse kolayına gelen kurbanı keser, kurbanı bulamayan kimse üç gün hacda yedi gün de döndüğü zaman tam on gün oruç tutar." (Bakara: 2/196) Hacc-ı Temettü ve Haccı kıran bu sebebi teşkil etmektedir. Şafii mezhebinde efdal olan hac, İfrad haccıdır. Ancak ihrama girerken fidye vermek şartıyla temettü veya kıran hac şekillerine izin verilmiştir. İşte temettü veya kıran haccını yapanlar bir keçi veya koyun ya da büyükbaş hayvanın yedide birine ortak olup kurban keserler. Kurban bulamayan veya parasına gücü yetmeyen kimse Mekke'de üç gün ve evine döndükten sonra yedi gün olmak üzere toplam on gün oruç tutar.
Haccın vaciplerinden herhangi bir vacibi terkeden de kurban kesecektir. Şöyle ki bir kimse mikatta ihrama girmez veya üç cemreye taş atmazsa ya da vaciplerden birini yapmayan kimse haccı ihlal etmiş olur. Bu ihlalinden dolayı kurban kesmesi gerekir. Eğer kurban kesmeye gücü yetmezse hacda üç gün, memlekete dönerken yedi gün olmak üzere on gün oruç tutar.
2- Traş olmak, koku sürünmek veya yağlanmak gibi şeylerle vacip olan kan. Bu durumda dilerse bir koyun keser veya üç gün oruç tutar. Yahut altı miskine üç sa' tasadduk eder.
-Traş olmak, koku sürünmek, tırnakları kesmek gibi fiillerden dolayı vacip olan kan.
İhramlı iken bu fiillerden birini işleyen kimse üç gün oruç tutar veya altı fakire birer fitre miktarı sadaka verir ya da kurban keser.
Bunun delili için Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Kurban yerine varıncaya kadar traş olmayın. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir ..." (Bakara: 2/196)
Sünnetten delil. Hudeybiye zamanında Ka'b bin Ucre başındaki böcek ve haşereden eziyet çekmekteyken Resulullah O'nu görünce şöyle buyurdu:
" Senin başındakiler sana eziyet ediyor mu?"
Ka'b,
-Evet, dedi.
Resulullah :
"Öyleyse traş ol da üç gün oruç tut veya altı fakiri doyur veyahut bir kurban kes." (Müslim, 1201) buyurdu.
Yukarıdaki her iki delilden açıkça anlaşılıyor ki ihramda iken tıraş olmak, koku sürünmek veya yağlanmak gibi durumlarda fidye verilmesi gerekir.
3- İhrama girdikten sonra hacca gitmekten herhangi bir sebeple alıkonanlar için vacip olan kan.
Bu durumdakiler de bir koyun kurban eder ve ihramdan çıkar.
-İhrama girdikten sonra herhangi bir sebeple hacdan alıkonanlar için vacip olan kan. Mekke'ye girip hac yapmasına engel olunan kişiye muhsir denir. Muhsir bulunduğu yerde bir koyun veya bir keçi ya da büyükbaş hayvanın yedide birine ortak olarak kurban keser, daha sonra saçlarının bir kısmını veya tamamını tıraş eder ve böylece ihramdan çıkmış olur.
Kur'an-ı Kerim'den şu ayeti kerimeyi delil olarak gösterebiliriz.
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Hacc veya umreyi Allah için tamam-layın. Eğer bunlardan alıkonulursanız, kolayınıza gelen kurbanı kesin. Kurban yerine varmadıkça başınızı tıraş etmeyin." (Bakara: 2/196)
Sünnetten delil olarak da Peygamberimiz (s.a.v.) Hudeybiye'de haccetmek isterken müşrikler O'na engel oldular. Bundan sonra Peygamberimiz kurban keserek başını tıraş etti.
Hz. Ömer şöyle rivayet eder: "Biz umre için Hz. Peygamberle birlikte çıktık. Kureyş kafirleri bize engel oldular. Bunun üzerine Hz. Peygamber kurbanını kesti ve başını tıraş etti" (Buhari)
Kurban kesmek tıraş olmaktan önce olmalıdır. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) Hudeybiye'de önce kurban kesmiş sonra da tıraş olmuştur.
Bu iki delilden de açıkça görülmektedir ki ne olursa ihrama girdikten sonra herhangi bir sebeple hacdan alıkonanlar kurban keserek tıraş olurlar. Daha sonra ihramdan çıkarlar.
4- Av hayvanını öldürmekle vacip olan kurban.
Bunlardan birini yapmakla serbesttir. Avlanan av hayvanının benzeri varsa onu kurban eder veya avladığı hayvanın değerini yiyecek olarak tasadduk eder. Yahut alması gerekli olan yiyeceğe karşılık her müd için bir gün oruç tutar. Eğer öldürdüğü av hayvanının benzeri yoksa değeri kadar sadaka verir ya da müdlere bölerek her müd için bir gün oruç tutar.
- Avlamak için vacip olan kan. İhramlı kimsenin işlemiş olduğu avla ilgili yasak durumunda avın durumuna bakılır. Şöyle ki, eğer öldürdüğü av hayvanı evcil hayvanın benzeri ise onun benzerini keser. Mesela deve kuşu öldürmüşse yerine deve keser, yabani sığır veya yabani eşek kesmişse onun yerine evcil sığır keser. Geyik öldürmüşse yerine keçi keser.
Öldürdüğü av hayvanları hakkında herhangi bir şer'i delil yoksa ve evcil hayvanlardan onun benzeri bilinmiyorsa tecrübe sahibi iki adil kişinin görüşüne başvurulur. Onların görüşüne göre bir hayvan kesilir. Öldürdüğü av hayvanının benzeri bulunmuyorsa onun kıymetini takdir edip bununla yiyecek satın alır ve Harem fakirlerine dağıtır. Bu kıymeti takdir ederken iki adil kişinin görüşüne başvurulur.
Öldürülen av hayvanının fidyesi şu üçünden biridir. Sırasıyla,
a) Benzeri olan evcil hayvanı kesip Harem fakirlerine dağıtılır. Veya,
b) Kesilecek hayvanın kıymeti takdir edilip bu para ile yiyecek satın alınıp Harem fakirlerine dağıtılır. Veyahut,
c) Alınması gerekli olan yiyeceğin her avucunun bedeline karşılık olarak bir gün oruç tutar.
Yüce Allah şöyle buyurur: "Ey iman edenler! ihramda iken av öldürmeyin. Sizden kim kasden onu öldürürse, öldürdüğünün benzeri olan bir evcil hayvan cezası yardır. Bu benzerliğe içinizden iki adil kişi karar verecektir. Ka'be ehline varacak olan bir kurban kesilecek veya onun karşılığı yoksullara yiyecek şeklin de verilecek ya da buna denk olarak oruç tutulacaktır." (Maide: 5/95)
5- Cinsi münasebetten dolayı vacip olan kan. Bu da şu sıraya göredir: Önce bir deve, deveyi bulamazsa bir sığır, bunu da bulamazsa yedi koyun, bunları da bulamazsa bir deve kıymetini yiyecek olarak tasadduk eder. Şayet buna da gücü yetmezse devenin değerini müd'lere böler ve her müd için bir gün oruç tutar. Gerek kurban ve gerekse tasadduk Harem dahilinde olacaktır.
Orucu Harem Bölgesi'nin dışında nerde tutarsa tutsun farketmez. Harem dahilinde av öldürmek ve Harem'in ağacını kesmek caiz değildir. İhramda olsun olmasın aynıdır.
- Cinsi münasebetten dolayı vacip olan kan.
İhramda bulunan bir kimse, ne şekilde olursa olsun cinsi münasebette bulunması haramdır.
Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"Kim ihrama girerek haccı kendisine farz kılarsa bilsin ki hacda kadı-na yaklaşmak, günaha sapmak ve kavga etmek yoktur." (Bakara: 2/197)
Ziyaret tavafı olarak bilinen ifada tavafından önce ihramlı iken cinsi münasebette bulunan bir kimsenin haccı batıl olur. Bu durumda olan bir kişi haccını tamamlar, gelecek sene tekrar haccını kaza eder, ayrıca hedy kurbanını keser.
İhramlı iken, ziyaret tavafından sonra cinsel münasebette bulunan kimsenin durumu ise metinde ifade edildiği gibi önce bir deve, deveyi bulamazsa sığır, sığırı da bulamazsa bir koyun kurban eder. Bunlardan herhangi birini bulamazsa devenin kıymetini yiyecek olarak Harem fakirlerine sadaka olarak dağıtır. Eğer buna da gücü yetmezse devenin değerini müdlere (avuçlara) böler. Her bir avuç karşılığında bir gün oruç tutar.
Gerek kurban gerekse sadaka Harem bilgesindeki fakirlere dağıtılır.
Harem'deki hayvanların öldürülmesi ve ağaçlarının kesilmesi caiz değildir. İhramlı olsun olmasın aynıdır. İbni Abbas'tan rivayete göre Resulul-lah (s.a.v.) Mekke fethi günü şöyle buyurdu:
"Hiç şüphe yok ki, Allah yeri ve göğü yarattığı zaman bu şehri kıyamet gününe kadar muhterem kılmıştır. O, kıyamet gününe kadar Allah'ın muhterem kılmasıyla haram bir beldedir, onun dikeni koparılmaz, avı ürkütülmez, yitiğini ilan edecek kimseden başkası alamaz. Bitkisi de koparılmaz"
Abbas, Ya Resulallah izhir otu müstesna olsun. Çünkü o, zaruri bir ihtiyaçtır. Resulullah, "İzhir müstesnadır." buyurdu. (Müslim, 1353)
İzhir zehirli olup insanlara zarar veren bir ot türüdür.