LUKATA (BULUNAN EŞYA)
Sahipsiz bir yerde veya bir yolda kayıp eşya bulan kişi yerden almasında veya terketmesinde serbesttir. Ancak gereğini yerine getireceğine dair kendine güveni varsa alması terketmesinden daha evladır.
Örfen değer taşıyan bir lukatayı yerinden alan kişinin bununla ilgili altı şeyi öğrenmesi gerekir:
1- Kılıfını.
2- Kapağını.
3- Bağlama ipini.
4- Cinsini.
5- Sayısını.
6- Tartısını.
Lukatayı alan kişi onu benzerinin muhafaza edildiği bir yerde koruması gerekir. Sonra onu sahiplenmek isterse bir sene boyunca cami kapılarında ve bulduğu yerlerde ilan etmesi gerekir. Buna rağmen sahibini bulamazsa sorumlu olmak şartıyla kendi mülkiyetine geçirir.
Lukata dört çeşittir:
1- Aslı baki kalmakla dayanıklı olan mal. Yukarıda belirtilen bunun hükmüdür.
2- Yiyecek gibi dayanıklı olmayanlar.
Bu gibi maddeleri bulan kişi ya kendisi tüketir bedeliyle yükümlü olur veya sarfederek misliyle borçlu olur, ya da satarak bedelini muhafaza eder.
3- Yaş yiyecekler gibi devamı sağlanmayan maddeler.
Bunları gördüğü zaman maslahatı için ya satarak değerini ya da kurutarak onu muhafaza eder.
4- Hayvanlar gibi nafakaya ihtiyacı olanlar. Bunlar da iki çeşittir:
a) Kendini koruyamayacak cinste olan hayvanlar (koyun ve buzağı gibi): Bunları bulan kişi ya alıp tüketir, kıymetiyle zamin (sorumlu) olur ya da yerinde bırakır ve sevap olsun diye o hayvana nafaka verir veyahut satar ve parasını muhafaza eder.
b) Kendini koruyabilecek cinste olan hayvanlar (at, katır gibi): Bunlar çölde bulunursa yerinde bırakılırlar. Yerleşim merkezinde bulunursa, bulan kişi yukarıda saydığımız üç işlem arasında dilediğini yapar.
Lukata, dalgınlıkla yere düşürmek ve benzeri şekillerde sahibinden kaybolan maldır. Lukata'nın delili Allah Teala'nın şu kavli şerifidir:
"İyilik ve takva üzerine birbirinizle yardımlaşın" (Maide: 5/2)
Lukatanın meşru olmasında insanlara kolaylık vardır. Çünkü kayıp malı bulan bir kimse sahibine verdiği zaman ona yardımcı olur. Bu sayede insan kayıp malını bulunca gönlü ferahlar ve sıkıntısı gider. Bu nedenle kayıp malı bulup sahibine verenin Allah katında sevabı çok olur. Bu konuda Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kim dünyada Müslüman kardeşinin sıkıntılarından bir sıkıntı giderirse , Allah ondan kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntı giderir" (Müslim, 2699.)
Hükmü: Lukatayı bulan kimse kendi nefsine güvenip, hıyanet etmeyeceğini bilirse, onu muhafaza edip sahibine ulaştırmak gayesiyle alması sünnettir. Eğer kendine güvenmeyip hıyanet edeceğini bilirse o zaman alması haramdır.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kayıp malı ilan edip bildirmeden kaldıran kimse dalalettedir.'' (Müsned-İmam Ahmed, 7360.)
Kendisinden başka o malı alacak güvenilir biri yoksa o zaman buluntu malı (lukatayı) alıp koruması vaciptir. Kaybolmuş olan şeyi alıp korumak ve sahibine iade etmek için almak iyiliktir. Zeyd bin Halit (r.a.)'den şöyle bir rivayet vardır.
Resulullah (s.a.v.)'e altın ve gümüşün yitiğinden soruldu. Buyurdu ki:
"Cüzdan ve kesesini bir seneye kadar muhafaza et ve tanıt. Sahibi bilinmezse o senin yanında emanet olarak kalsın. Bir gün sahibi gelirse kendisine ver, sahibi çıkmazsa senindir."
Suali soran kimse bu defa deve yitiğinden sordu:
Resulullah (s.a.v.) yine buyurdu ki;
- "Ondan ne istiyorsun, onu bırak, onun ayakkabısı ve su tulumu onunla birliktedir, suya gider ve ağaç yer, sahibi onu buluncaya kadar.
O zat "Koyunun yitiği nedir?" diye sorduğunda, Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Onu al, o ya senin ya kardeşinin ya da kurdundur" (Buhari 2295; Müslim, 1722.)