Kıymetli, değerli seçkin izzet sahibi, muhterem, kuvvetli, üstün, yüce, şeref sahibi, bulunmaz derecede az ve nadir olmak; her şeye gücü yetmek, hiç bir zaman yenilmemek.

Aziz, arapça "azze" kökünden gelmekte olup, "izz" masdarından bir sıfattır, "eizze" ve "eizzâ" şeklinde gelen kalıpları da vardır.

Istılahta ise; "Aziz" Yüce Allah'ın isimlerinden birisidir. O'nun mutlak hâkimiyet ve üstünlüğünü ifade eder. O hiç bir şekil ve surette asla yenilgiye uğramayan, herşeye gücü yetendir. O, haksızlık yapılamayacak kadar güçlüdür.' O en üstündür, en yücedir, şeref ve izzet sahibidir.

İzzet; tam olarak zilletin, yani aşağılık, düşüklük ve acizliğin zıddıdır.

Aziz ve izzet ile bunların zıddı olan zelil ve zillet kelimeleri halk arasında da kullanılmakta ve genellikle aynı lûgat anlamını korumaktadır. Bir hitap sözcüğü olarak kullandığımız "aziz" kelimesi, hitap ettiğimiz topluluğa veya kişiye bir şeref ve üstünlük atfetmekte ve bir iltifat ifade etmektedir. Aynı zamanda bir saygı ve bağlılık sözcüğüdür.

Yüce Allah'ın isimlerinden olan "el-Aziz" ismi, Kur'an-ı Kerîm'de doksanbir yerde geçmektedir. Fakat hiç bir yerde tek başına zikredilmemiş; daima Esmâ-ı Hüsnâ'dan diğer bir isimle beraber vârid olmuştur. Bunların başında el-Hakîm gelmektedir ki, toplam kırk yedi yerde beraber geçmektedir. Bunu onbeş yer ile el-Alîm, daha sonra sırasıyla el-Kavî, er-Rahîm, Zuntikâm, el-Hamîd, el-Gaffâr, el-Cebbâr, el-Gafûr, el-Vehhâb, el-Kerîm ve el-Muktedir isimleri takip eder. Aziz isminin geçtiği doksanbir ayetin ellisi Mekkî, kırkbiri ise Medenî'dir. Burada dikkati çeken önemli bir husus da, Yüce Allah'ın azamet ve kudretini ifade eden bu Aziz sıfatının daha ziyade Cemâl sıfatlarıyla beraber zikredilmesidir. Bu doksanbir ayetin onüçünde Zuntikâm, el-Kavî ve el-Cebbâr isimleriyle yani Celal sıfatlarıyla beraber geçmektedir. Geriye kalan yetmişsekiz ayette ise Cemâl sıfatlarıyla beraber geçmektedir. O ne kadar merhametli ve ne kadar affedicidir. Zirâ O azîzdir, izzet sahibidir, kullarına en çok acıyandır.

Aziz isminin geçtiği ayetlerden bir kaç tanesi şunlardır: el-Bakara, 2/129, 209, 220, 228, 240 ve 260; Âli İmrân 3/6, 18, 62 ve 126; Hûd, 11/66; eş-Şuarâ, 26/9 ve 68; es-Seb'e, 34/6; Sâd, 38/9 ve 22; el-Fâtır; 40/2; ed-Duhân, 44/49.

Şamil İA