Dilenen şey; arzu, istek, temenni, matlub isteme, arzu etme. Dileğin olmasını istemeye de dilemek denir. Dinî mânâda dilek: Yüce Allah'tan istenmesi câiz ve olması mümkün isteklerdir.
Dinimizde dilekler yalnızca Yüce Allah'tan dilenir. Çünkü dileğimizi yerine getirebilecek yegane kudret sahibi olan Yüce Allah'tır. "De ki: Allah'ım sen mülkün sahibi, sen dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden mülkü alırsın, dilediğini yükseltirsin, dilediğini alçaltırsın. İyilik senin elindedir sen her şeye kadirsin. " (Âli İmran, 3/26)
Allah'tan dilediğimiz dilekler makul olmalıdır. Yani Allah'tan "Ey Allahım, bana bu dünyada ölümsüzlük ver" gibi mantık dışı şeyleri dilemek câiz değildir. Dileklerimiz mümkün olmalıdır, yani sünnetullah'a aykırı olmamalıdır. "Allahım benim için şu evi altına çevir." gibi bir dilekte bulunmak câiz değildir. Dileklerimiz meşru yani helâl ve mubah olmalıdır. Allah'u Teâlâ'dan "Allahım bana her gün bir şişe şarap ihsan eyle." diye haram bir şeyi dilemek de haramdır.
Dileklerimiz ve bu dileklerimizi dile getirdiğiniz dualarımızda hâlis niyetli olmalı, gönlümüzü Allah'a bağlamalı, dileğimizi tevazu işinde dile getirmeli ve dileğimizin kabulünde aceleci olmamalıyız. "Rabbini sabah akşam, içinden yalvararak ve korkarak (ancak duyabileceğin kadar hafif bir sesle) an; sakın gafillerden olma" (el,A'raf, 7/205).
Dileklerimizi öncelikle ve sadece Allah'tan dileriz. Çünkü herşey O'nun kudretindedir. O'nun izni ve haberi olmadan hiçbir şey meydana gelemez. Dileklerimizi arz ettiğimiz kulları ancak birer vasıta olarak görmeliyiz.
"O'nun katında izni olmadan şefâat edecek (dilekleri yerine getirebilecek) kimdir?" (el-Bakara, 2/255)
Ehl-i Sünnet itikadında tevessül, yani dualarımızda Allah katında makbul olduğu zannolunan kişilerin hürmetine Allah'tan istemek caizse de, bunda Fok dikkatli olmak ve o kişide herhangi bir güç görmemek lazımdır. Dileğimizi, şahısların veya ölülerin yerine getirebileceğine inanmak bizi küfre ve şirke götürebilir. Bu sebeple türbelere gidip dilekte bulunmak veya dileklerimizi dile getirirken Allah ile birlikte, şahısları zikretmek hususlarında dikkatli olmak gerekir. Ayrıca türbelere dilek mumları dikmek, dilek taşı yapıştırmak, mukaddes sanılan türbelere adak adamak, çaput bağlamak bâtıl ve bid'at olan ve İslâm ile ilgisi bulunmayan şeylerdir. Bunlara inanarak ve bel bağlayarak yapmak kişiyi küfre götürür.
Şamil İA