Hüküm; karar vermek, örtmek, men etmek, bir şeyi diğer bir şeye ispat (olumlu) veya nefy (olumsuz) suretiyle isnat etmektir. "Bu mülk Allah'ındır" sözünde, mülk Allah'a ispat yoluyla isnad edilmiş olur. "İnsanların hâkimiyette ortaklığı yoktur" sözünde ise hâkimiyette ortak olmama hususu nefy (olumsuzluk) yoluyla insana isnad edilmiştir. Bir şey üzerine terettüp eden esere de "hüküm" denir.

Fıkıh ıstılahına göre hüküm, "mükelleflerin işleriyle ilgili olan Şart (Allah ve Resulu)in hitabının eser ve neticesidir." Fıkıh âlimleri hükmü, "Bir iş ve muamelenin meydana getirdiği netice ve eser" manasında kullanırlar.

"Satış muamelesinin hükmü mülkiyettir." cümlesindeki "mülkiyettir" sözü bir hükümdür ve bu muamelenin meydana getirdiği neticeyi dile getirmektedir.

Şer'i hükümler, aslı ve fer'î olarak iki kısma ayrılır. Aslı hükümler, iman esaslarına dair olan hükümlerdir. Bu tür hükümler, tevile, yoruma, üzerinde ictihad etmeye gerek duyulmayan açık ve net hükümlerdir. İtikadı hükümlerin dayandığı delil Kitap (Kur'an) ve mütevâtir sünnettir. İmanın esası (Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, öldükten sonra dirilmeye, kaza ve kadere, hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine inanmak) İslâm dininin ortaya koyduğu Hz. Adem'e inen ilk vahiyden beri değişmeyen aslı hükümlerdir. İslâm bu hükümler üzerinde kurumlaşmıştır.

Fer'i hükümler ise, namaz, oruç, hac, zekât ve benzeri ibadetlerle, nikâh, talak, radâ' (süt emişme), ticaret ve benzeri müslümanların günlük muamelelerine dair hükümlerdir. Bu tür hükümlerdeki helallik ve haramlıkları, emir ve yasaklanmaları edille-i şer'iyye ile (Kitap, sünnet, icma ve kıyas) tesbit edilmiş olmakla birlikte sıralama olarak itikadı hükümlerden sonra geldiği gibi, teferruatla ilgili hususları müctehid imamların ictihadlarıyla hükme bağlanan meselelerdir. Fer'i meseleleri oluşturan bu meseleler hakkında verilen hükümler İslâm fıkhı'nda "fer'i hükümler"i meydana getirir.

Şamil İA