Geri-Besleme
Verili bir sistemde, alınan bilgilerin (information), yani girdilerin (input) çıktı (output) haline dönüşmeleri sürecinde, sonucu amaca uygunluk ve hatalar açısından sınayan ve düzelten düzenleyici mekanizmayı ifade eden terim. Fakat bu tanım, geri-beslemenin sibernetik yönden tanımıdır. Bîr sistemin işlevlerini en ileri düzeyde sürdürebilmesi için, sistemin bir termostat veya buhar makinası düzeni gibi, performansının karakteri ve niteliği hakkında ona bilgi veren uygun bir mekanizmayla donatılmış olması gerekir. Sibernetik anlamda geri-besleme bu mekanizmadır.
Geri-besleme ikiye aynîm
Pozitif geri-besleme ve negatif geri-besleme. Pozitif geri-besleme girdiyi artırırken, negatif geri-besleme azaltır. Buna göre, negatif geri-besleme tabiatı gereği kararlaştırıcı iken, pozitif geri-besleme kararlılıktan (dengeden) kaçar; ilki sistemin çalışması sonucu ortaya çıkan yanlışları azaltırken, ikincisi yanlışları artırarak sistemi bir patlama ya da çöküş noktasına getirir.
Geri-bildirimin bu tanımı psikoloji ve psikiyatride bir çok kullanım alanı bulmuştur. Bunlardan ilki motor öğrenmedir.
Uyaran-tepke (stimulus-response) psikolojisi olarak bilinen klasik öğrenme teorisi içinde de geri-beslemeye önemli bir yer verilmektedir. Bu teori iç-algılamayı (properception) şartlanmış ve sonuçta öğrenilmiş tepkilerin bir uyaranı, yani geri-besleme yapan tali bir pekiştirici şeklinde görmektedir. Ancak bu teori, davranışı belirli bir uyaran ile belirli bir tepke arasındaki basit bir ilişkiyle açıklaması ve inşam bir refleks makinasına indirgemesi nedeniyle şiddetli eleştirilere uğramıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında gelişen sibernetik yaklaşımın mühendislik psikolojisini etkilemesi, yeni bir öğrenme teorisine yol açmıştır. 'Kapalı halka' (closed lo-op) teorisi diye anılan bu teoriye göre insan çeşitli kaynaklardan bilgi alan ve bu bilgiyi şartlara uygun bir cevap vermek için İşleyen bir makina veya bilgi İşlemcisi gibi görülür. Uyaran-tepke modelinin.ye-rini tepke-üretilmiş geri bildirim modeli alır.
Geri-beslemenin sibernetik kavranışı, ayrıca aile ve grup terapilerinde bir kişinin davranışına bir başka kişi veya kişilerin verdikleri sözel veya diğer türden tepkiler anlamında da kullanılmaktadır.
Genel sistem teorileri ve ekolojik psikoloji ise başlı basma sibernetik yaklaşımlarda. Bu yaklaşımlarda geri-beslemenin anlamı yukarıda tanımlanan şekildedir. Geri-beslemenin bir başka tanımı, 'biyolojik denge' anlamına gelen homeostasis yaklaşımına göre yapılabilir. Homeostastsin dengeyi korumaya çalıştığı kabul edilir. Fakat böyle kendi kendine çalışan ve kendini kontrol eden bir sistemin çalışmasının sonuçlarının beyne aktarılması gerekir. Örneğin organizmanın su ihtiyacı belirdiğinde bir yandan su bulmak için çaba gösterilirken, bir yandan da organizma su atılımım azaltıcı tedbirler alacaktır. Ancak bütün bunların olabilmesi için suya ihtiyaç duyulduğunun bilgisi, sisteme ulaştırılmalıdır. Merkezî sinir sisteminin ve si-nir-hormon sisteminin çalışmasında böyle birçok örnek bulunabilir. İşte organizmadaki süreçlerin yolunda gidip gitmediğinin beyine aktarılmasını sağlayan mekanizma geri-beslemedir.
Dikkat edilirse sibernetik ve homeostatik yaklaşımlar arasında bir fark olmadığı görülür. Yalnızca homeostatik yaklaşım sibernetikten tarih olarak daha eski ve organizmayla sınırlıdır. Zaten sibernetiğin kurucuları sayılan matematikçi MViener ve biyolog Rosenblueth, homeostatik yak-laşımın savunucusu Doktor Cannon'un Öğrencileridir. Onların yaptıkları, homeostatisin bütün sistemler için geçerli olduğunu ve sistemlerin makinaya benzerliklerini ileri sürmek olmuştur.
Son dönemde ortaya çıkan biyolojik geri-besleme (biofeed-back) kavramı ise organizmasının çalışması çeşitli amaçlarla moniterize edilmiş bir kişiye normalde bilemediği iç olaylar hakkında açık ve net bilgiler vermek; organizmanın çalışmasının dış durumlardan ve kişinin iradî çabasından nasıl etkilendiğini göstermek anlamını taşır. Bu yolla bedensel ve psikolojik birçok rahatsızlık tedavi edilebilmektedir.
Erol GÖKA
SBA