Bedenin uygun bir örtü (elbise) ile örtülmesi; yaratılanlar içinde insana mahsus bir özellik.
İnsan, yaratılışı icabı, örtünmesi gerekli yerlerini (avret yerleri) örtmeğe mecburdur. Bu, onun üstün, şerefli ve sorumlu bir varlık olmasının tabiî sonucudur. Giyinmenin, ayrıca, soğuk ve sıcaktan koruma, süs olma gibi fonksiyonları da vardır.
Giyinmenin en önemli sebep ve hikmeti; edep yerlerinin örtülerek şeytanın insanları kötü yola düşürmesine engel olmaktır. Bu husus Kur'an'da açıkça belirtilmiştir: "Ey Âdem oğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Takva (Allah'ın azabından korunma) elbisesi daha hayırlıdır. İşte bunlar Allah'ın ayetlerindendir; belki düşünüp öğüt alırlar. Ey Âdem oğulları, şeytan, ana ve babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belâya düşürmesin! Çünkü o ve kabîlesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz şeytanları inanmayanların dostları yaptık" (el-A'râf, 7/26-27).
Giyinmenin aynı zamanda bir süs olduğu ve Allah'ın helâl kıldığı süsleri kimsenin haram kılamayacağı şu ayetlerle bildirilmiştir: "Ey Âdem oğulları, her mescide gidişinizde süs(lü güzel Elbiseler)inizi (üzerinize) alın; yeyin-için, fakat israf etmeyin; çünkü o israf edenleri sevmez. De ki: Allah'ın kulları için çıkardığı süsü ve güzel rızıkları kim haram etti" De ki: "O, dünya hayatında inananlarındır, kıyamet gününde ise yalnız onlarındır.' İşte biz, bilen bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz" (el-A'râf, 7/31-32).
Fıtrattan gelen farklı özelliklere göre erkek ve kadın giyimi de farklıdır. Erkeğin göbek-dizaltı arasını örtülü bulundurması, kadının el ve yüzü dışında bedenini bol bir elbiseyle örtmesi farzdır. Erkeklerin ipekli elbise giyinmeleri ve altın yüzük takınmaları yasaklanmıştır (Sahîh-i Müslim, terc. Sofuoğlu, VI, 308). Hz. Peygamber (s.a.s.) kadınlara benzeyen erkeklere ve erkeklere benzeyen kadınlara lânet etmiştir (et-Tâc, III, 178).
İslâm'ın giyim konusundaki tavsiyeleri şöyle özetlenebilir:
Elbise,' kibir ve gurura yol açacak şekilde lüks olmamalı, insanların kınayacağı şekilde de pejmürde olmamalıdır. Sade ve temiz giyim tavsiye edilmiştir.
Müslüman olmayanların giyim tarzları (moda) takip edilerek onlar taklit edilmemelidir. Bu şekilde bir taklit ve özenti dinimizde haram kılınmıştır. Hz. Peygamber, "Bir milletin âdet, töre ve yasalarına uyarak onlara benzeyen, o milletten sayılır" (et-Tâc, III, 179) buyurmuştur:
Cuma, bayram ve düğün günlerinde güzel elbise giyilmesi gurura kapılmamak şartıyla mübahtır. Peygamberimizin dışarı çıkarken bin dirhem değerinde bir ridâ (aba) giydiği rivayet edilmiştir. Nimete şükür gâyesiyle güzel elbise giymek güzeldir; çünkü "Allah, nimetlerinin eserini kullarının üzerinde görmekten hoşlanır" (Sahîhi Müslim, Terc. Sofuoğlu, VI, 321).
Şamil İA