Genelde, yazılı herhangi bir metne bağlı kalmadan, irticâlen bir toplum huzurunda konuşabilen kişiye denir. Bu itibarla, meydanlarda seçim propagandası yapan siyasîler bir hatib sayılabileceği gibi, televizyonda belli konularda görüşünü irticâlen açıklayabilenler de hatîb sayılırlar.
Özel manâsıyla ve İslamî literatürde ise hatîb, cuma ve bayram namazlarında, minberlerde cemaati dinî konularda aydınlatan veya irşat eden resmî cami görevlilerine denir. Hatîbler, o günün şartlarına veya haftanın özelliğine göre bir hutbe hazırlayarak, kabiliyetlerine göre ya irticâlen veya yazdıkları metinlerden okuyup halka İslâmî konularda bilgi verirler. Hatîbler bu hutbelerini hem hazırlarken, hem de cemaate sunarken, halkın kültür seviyesini ve durumunu göz önüne tane, gür sesle ve tatlı bir üslupla okumaları sonuç açısından daha etkileyicidir.
Hatîblik mesleği, esasında oldukça eskidir. Bazı bilgin ve devlet adamları hatîblikle meşhurdur. Bilhassa İslâm öncesi câhiliyye çağında hatîblik mesleği oldukça revaçta idi. Bu devirde hatîbler, yılın belli zamanlarında kurulan panayırlarda halka şiirler okurlar veya konuşmalar yaparlardı. Özellikle İslâm tarihi açısından önemli olan bir hatîb vardır ki, adı Kuss b. Sâide idi. Bu zat hanîf dinine mensup olup, daha sonra Hz. Peygamber, peygamberlikle görevlendirilmeden, söylediği meşhur bir hutbesinde, yakında bir peygamberin geleceğini haber vermiş ve halka putlara tapmamayı tavsiye etmiştir.
Şamil İA