Hâzır ve Nâzır

Bulunucu, mevcut olucu ve gören.

Allah Teâlâ, her zamanda ve her yerde hâzır ve nâzırdır derler. Halbuki Allah Teâlâ zamanlı ve mekanlı değildir. O halde bu söz görünüşü üzere kalmaz, mecaz olur. Yâni zamansız ve mekansız, hiçbir yerde olmayarak hâzırdır ve nâzırdır, demektir. Böy le olmazsa, Allah Teâlâyı zamanlı ve mekanlı bilmek olur. Allah Teâlâ ezelî ve ebedî (öncesi ve sonu olmayarak) hâzır ve nâzırdır. Meselâ hazırdır. Bu hazır olmadan önce gâib, yok değildir. Bundan sonra da hayatsızlık yâni ölüm olmayacaktır. Allah Teâlâ’dan başkasının, meselâ meleklerin, peygamberlerin aleyhimüsselâm ve evliyânın ve sâlih mü'minlerin ruhlarının hâzır ve nâzır olmaları, Hızır aleyhisselâmın sıkıntıda olanların yardımına koşması ise zamanlı ve mekanlıdır. Ezelî ve ebedî olarak değildir. Devamlı da değildir. Hâzır olmalarından önce yok idiler. Bir zaman sonra da oradan tekrar yok olurlar. Bu bakımdan Allah Teâlâ’nın hâzır olması ile ruhların hâzır olması arasında çok fark vardır. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)