Güzel ve hoş kelime anlamında Kur'ânî bir kavram.

Doğru söz ve sağlam inanç anlamını da ihtiva eden bu kavram, genel bir yaklaşımla bütün güzel sözleri içine alır. Güzel sözlerin en güzeli "Şehadet kelimesi" olduğundan bu tabirin ifade ettiği ilk anlam Kelime-i Şehâdet olarak kabul edilmiştir. Allah Tealâ "Ey Peygamber! Allah'ın güzel bir sözü, kökü sabit dalları göğe doğru yükselen güzel bir ağaca benzettiğini görmez misin?" (İbrahim, 14/24) âyetinde tevhid inancını ifade etmektedir. Âyet-i kerimede geçen kelime-i tayyibe, İbn Abbas'a göre Kelime-i Şehâdet; Şecere-i tayyibe ile de mü'min kastedilmiştir. Mücâhid ve İbn Cureyc, "Kelime-i tayyibe imandır" demişlerdir. Nitekim Hz. Enes (r.a)'ın rivayet ettiği bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "İman, kökleri yere tutunmuş bir ağaca benzer. İman bu ağacın kökü, namaz gövdesi, zekat dallarıdır..." (Kurtubî, el-Câmi'li Ahkâmi'l-Kur'an, IX, 359). Bu hadis-i şerifte görüldüğü gibi iman; ağacın kökündeki ince damarlara benzetilmiş, ağacın bütünüyle bu damarlar vasıtasıyla beslendiği düşüncesi verilerek namaz, zekat ve oruç gibi ibadetlerin iman ile alakalı olduğu anlatılmak istenmiştir.

Kur'an'daki kelime-i tayyibe ve kelime-i habisenin hadislerdeki izahına gelince; Hz. Peygamber'e hurma lifinden bir tabak içinde yaş hurma getirilmişti. Hz. Peygamber (s.a.s) bunun üzerine şu âyeti kerimeyi okudu: "Kelime-i tayyibe, kökü sağlam, dalları göğe doğru olan bir şecere-i tayyibedir. Rabbinin izniyle o ağaç her an yemişlerini verir" Hz. Peygamber sonra şöyle dedi: "Bu hurmadır" sonra devamla, "alabis kelime habis (çirkin) bir ağaç gibidir. Bu ağacın kökleri topraktan sökülüp atılmıştır. Bir yerde tutunamaz" (İbrahim, 14/26) âyet-i kerimesini okudu ve "bu da Hanzala ağacıdır" dedi (Tirmizî, Tefsîru sûre, 14/1).(Bu konudaki farklı hadisler için bk. Buhârı, İlim, 4,5,15, Buyû, 94; Müslim, Münafıkun, 61 62; Tirmizi, Edeb, 79, 89).

Bu hadis-i şeriflerde mü'min hurma ağacına benzetilmiştir. Çünkü hurma ağacının her şeyinden istifade edilebilir. Kâfir ise Hanzala ağacına benzetilmiştir. Bu ağacın meyvesi acı ve pis kokuludur. Hadis-i şeriflerde mü'minin bereketli ağaca benzetilmesi, âyet-i kerimedeki kelime-i tayyibenin iman ile tefsir edilmesine neden olmuştur. Bu açıdan, kelime-i tayyibe, başta kelime-i şehadet ve kelime-i tevhid olmak üzere tesbih, tahmid, tekbir, dua ve istiğfar gibi Allah'ın rızasına uygun hoş kelimelerin hepsini kapsar.

Kelime-i tayyibe daha genel bir yaklaşımla, doğru söz ve sağlam inançtır. Kur'an'a göre bu "söz" ve "inanç"; tevhidi kabul etmek, peygamberlere vahye ve âhirete inanmaktır. Çünkü tevhidi kabul etmek bunları kabul etmeyi gerektirir. Bu âyet-i kerimede hoş ağacın devamlı meyvalarını vermesi ile güzel bir sözün ne kadar güçlü ve yaygın olduğu gösterilmektedir. Kâinat sistemi mü'minin şehadet ettiği bu güzel sözdeki gerçekliğe dayandığından, yeryüzü ve bütün bir sistem onunla işbirliği içindedir. Bütün sistemi ile gökyüzü de onun hizmetindedir. Bu nedenle mü'minle, tabiatta geçerli olan Allah'ın kanunları arasında bir çatışma yoktur; her şey tabiatı gereği ona yardım elini uzatır.

Güzel söz âyet-i kerimede kullanıldığı ıstılahi tarifi dışında değerlendirildiğinde, önem ve kıymetini kaybetmez. Güzel söz o denli verimlidir ki, hayat sistemini ona dayandıran herkes veya her toplum her an ondan istifade eder. Çünkü güzel söz düşüncede berraklık, sinirlerde denge, karakterde güç, ahlâkta temizlik, ilişkilerde sebat, konuşmada doğruluk, kültürde soyluluk, ekonomide adalet, eşitlik ve siyasi harekette onurluluktur. Kısacası o, yerinde kullanıldığında her şeyi müspete çeviren bir iksirdir.

Şamil İA