Kurtubî Tefsiri
Kurtubî'nin tefsirinin tam adı eserin mukaddimesinde belirtildiği üzere "el-Câmi
li-Ahkâmi'l-Kur'ân ve'l Mübeyyin limâ Tedammenehû mine's-Sünne ve Âyi'l-Furkân"dır. Eser,
ahkâm ağırlıklı olduğu için bunu Ahkâmu'l-Kur'ânlar içinde sayanlar da vardır. Ama bütün
Kur'ân'ın baştan sona kadar tefsirini ihtiva etmektedir. Kurtubî tefsirine Kur'ân'ın
fazileti, okunuşunun keyfiyeti, tefsiri, i'câzı, cem ve tertibi, ahrufu seb'a, müfessirlerin
dereceleri ve tefsirle ilgili daha birçok konuya tahsis ettiği oldukça geniş bir mukaddime
ile başlar. Bu mukaddimenin başında, tefsirinde takip edeceği metodu bizzat kendisi şöyle
açıklamıştır:
"Ömrüm boyunca Allah'ın kitabı ile meşgul olmayı ve bütün gücümü ona sarfetmeyi uygun gördüm.
Bunu da tefsirdeki nükteleri içine alacak şekilde lügatleri, i'rabları, kırâatleri, kalbleri
doğru yoldan sapan dalâlet ehlini reddetmeyi, bu zikrettiklerimin yanında ahkâmı, âyetlerin
nüzûl sebeplerini, âyetler arasındaki manâyı toplayan ve birbirine zıt gibi görünen ayetler
arasındaki müşkülleri açıklayan selef ve halef âlimlerinin görüşlerine şehâdet eden
hadisleri özlü bir şekilde yazmaya giriştim... Bu kitaptaki şartlarım: Sözleri
söyleyenlerine, hadisleri de (hadis mecmualarının) müelliflerine dayandırmaktır...
Müfessirlerin kıssalarından, tarihçilerin haberlerinden lüzumlu olanlar ve açıklama için
mutlaka gerekli olanlar hariç olmak üzere yüz çevirdim. Bunun yerine "mes'ele" adını
verdiğim ahkâm âyetlerinin açıklamalarını koydum. Bir, iki veya daha fazla hüküm ihtiva eden
her âyete bazı mes'eleler ilâve ederek o mes'eleler içinde nüzûl sebeplerini, tefsiri, garîb
kelimeleri ve hükümleri açıkladım. Şayet âyet bir hüküm ihtiva etmiyorsa tefsir ve te'vilini
vermekle yetindim." (el-Câmî li Ahkâmi'l-Kur'ân, Beyrut 1405/1985, I, 2-3'den kısaltılarak).
Gerçekten Kurtubî mukaddimede verdiği bu esaslara uymuş ve rivâyet ağırlıklı, son derece
faydalı bir tefsir ortaya koymuştur. Tefsirde rivâyete ağırlık verilmesi yanında dirayet
ihmal edilmiş değildir. Mukaddimede belirtildiği üzere Sahabe ve Tabiun söz ve görüşlerinden
başlayarak kendi zamanına kadar yazılmış tefsirlerden -genel olarak kaynak belirtmek
suretiyle- bol bol alıntılar yapılmış; âyetlerin tefsirine dair o zamana kadar söylenen ve
yazılanlar toplanmıştır. Kurtubî, rivayete ağırlık verirken tefsirine giriştiği âyetin
açıklaması ile ilgili hadis bulmuşsa bununla yetinmiş, hadis bulamadığı takdirde Sahabe,
Tabiun ve daha sonra gelen âlimlerin görüşlerine yer vermiş, bu görüşlerin değişik olması
halinde aralarında tercihler de yapmıştır.
İstifade ettiği eserler arasında Ahkâmu'l-Kur'ân'lar yekûn tutar. Bunlar içinde en çok Ebu
Bekr er-Râzi el-Cassâs (ö. 370/981), İlkiyâ el-Herrâsi (ö. 504/1110) ve Ebu Bekr
İbnu'l-Arab; (ö. 543/1148)'nin Ahkâmu'l-Kur'ân'larından istifade etmiştir. Bilindiği üzere
bunlardan İbnu'l-Arabî, Mâlikî; İlkiyâ el-Herrâsî Şâfiî; Ebu Bekr el-Cassâs ise Hanefîdir.
İbnu'l-Arabî'nin eserinden çok istifade etmesi yanında zaman zaman onu tenkidden geri
kalmamıştır.
Ahkâmu'l-Kur'ân'lar dışındaki tefsir kaynakları içinde İbn Cerîr et-Taberî (ö. 310/923)'nin
Câmiu'l Beyân'ı, Ebu Ca'fer en-Nehhâs (õ. 338/949)'ın İ'râbu'l-Kur'ân Ye Maâni'l-Kur'ân'ı,
Ebu Bekr en-Nakkâs (ö. 351/962)'ın Şifâu's-Sudûr adlı tefsiri, Ebu'l-Abbâsî Ahmed ibn Ammar,
el-Mehdevî (ö. 430/1039)'nin et-Tahsıl li-Fevâidi Kitâbi't-Tahsıli'l Câmi li-Ulûmi'd-Tenzil
tı, Mekkî İbn Ebi Tâlib (ö. 437/1045)'in Tefsir'i ve Müşkilu İ'râbi'l-Kur'ân'ı, el-Mâverdî
(ö. 450/1058)'nin Tefsir'i ve İbn Atıyye (ö. 541/1147)'nin el-Muharraru'l Veciz'i
sayılabilir.
Bunların dışında Kurtubî bu tefsirinde, liste olarak verilse dahi sayfalarca tutacak derecede
çok hadis, fıkıh, kırâat, dil ve belâgat, akâid ve kelâm, tarih sahalarında zamanına kadar
yazılmış birçok eserden çoğu kere kaynak belirterek istifade etmiş ve tefsirinde bunlardan
alıntılar yapmıştır.
Daha önce Kurtubî'nin fıkıhta Mâliki; itikadda Eş'arî olduğunu belirtmiştik. Buna binaen
tefsirinde Maliki mezhebinin görüşlerini delillendirirken -özellikle ahkâm âyetlerinin
tefsirinde- diğer mezheblerin görüşlerine de yer vermiş ama nezîh bir surette tenkid ve
reddetmiştir. İtikadî konuların delilleri olan âyetlerin tefsirinde ise Ehl-i Sünnet
dışındaki Mu'tezile, Kerâmiyye, İmâmiyye, Râfıziyye, Mücessime, Müşebbihe, Karâmita gibi
bâtıl mezheblerin görüşlerinin çürütülmesine özen gösterilmiştir.
Kurtubî tefsirinde kırâatlere -şâz olan kırâatlere de işaret edilmek suretiyle- ve âyetlerin
Arap dilbilgisine göre tahlillerine, şiirle istişhâda da bolca rastlanır. Bu arada az da
olsa israiliyyata yer verdiği görülür.
Bu özellikleriyle Kurtubî tefsiri isimlendirildiği üzere sadece bir Ahkâmu'l-Kur'ân değil
Kur'ân-ı Kerim'in bütün âyetlerini hemen her yönden inceleyen, hattâ zamanındaki tabiî
bilimler ışığında bazı âyetleri tefsire çalışan geniş bir tefsirdir. Yazma nüshalarının
bolluğu yanında defalarca baskısı da yapılmıştır. Son olarak Mısır'da on iki cilt halinde
bir baskısı vardır ve bu baskıda kaynakları da dipnotlar halinde gösterilmiştir.
Şamil İA